Türkiye Yüzyılı Başlasın

Kayıt Tarihi: 06 June 2023 Yazar: Korkut Daban

Sevgili takipçilerim öncelikle hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Uzun bir aradan sonra yazılarıma kaldığım yerden devam edeceğim inşaallah. Ayrı kaldığımız süre zarfında özellikle seçimden mütevellit yoğun bir siyasi gündemi geride bıraktık. Günahı ve sevabı ile bu süreci siz değerli okuyucularımla paylaşmaya gayret göstereceğim.

Öncelikle son dönemde her türlü eksikleri ve yanlışlarına rağmen kazanan tarafı yani AK Partiyi ve Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan'ı tebrik ediyorum. Kaybedenlere ise geçmiş olsun demekle beraber bundan sonrası için neler yapması noktasında bir sonraki yazımızda tavsiyelerde bulunacağız.

Türkiye için 15 Temmuz 2016 büyük bir milat olma özelliği taşıyor. Öyleki 15 Temmuz Travması toplumun hafızasının yanı sıra sosyolojisinde ve psikolojisinde adeta bir devrim yaşattı diyebiliriz. Anadolu İrfanı ifadesi tam da burada vuku buldu.

Yerlilik ve Millilik kavramları zihinlerde gerçek anlamda yer buldu. İdeolijilerin tek başına bir anlamları olamdığı ve "Sözkonusu vatansa gerisinin tefrruat" sözü tam manasıyla idrak edildi.

Bu seçim döneminde yakın siyasi tarihimizde görülmedik şekilde yoğun bir propaganda süreci yaşadık. Adeta Eski Türkiye’nin Sağ Sol dönemini bizlere hatırlattı. Adına ne derseniz deyin tarafların keskin ifadeler ile görüşlerini ayrıştırmak suretiyle agresif bir seçim dönemini atlatmış olduk.

Aynı aileden iki farklı ittifaka destekler verildi. Hatta bazı seçim bölgelerinde 3 kardeşin 3 ayrı partiden milletvekili adayı olduğuna tanık olduk.

Renkli ve heyecanın yoğun olduğu bu süreçte en büyük sevincimiz kazasız ve belasız bir şekilde sürecin tamamlanmış olmasıdır. En büyük aferin ise seçim takvimi boyunca en ufak bir şüpheye yer bırakmadan süreci mükemmel bir şekilde yöneten Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığıdır. Adeta tüm dünyaya seçim nasıl yapılır dersi verdiler.

Seçmenin her iki tura katılım oranı ise yine seçim sonuçlarının tasdiki noktasında önemli bir destek oluşturdu. Halkın yoğun katılımı ile gerçekleşen seçimin sonuçları da Halkın Hür İradesinin sandığa tezahürü olarak yansıdı.

Bu nedenle bu seçimin kazananı 85 Milyon Türkiye ve onun çevresinde büyük umutlarla bekleyen Gönül Coğrafyamız oldu. Seçim sonrası Dünyanın dört bir yanından ülkemize gelen tebrik mesajları ve ziyaretler bu görüşümüzü adeta tasdikler gibi idi.

Ḃu nedenle son seçim sadece ERDOĞAN için değil büyük bir coğrafya için de önemli bir milat idi. Peki ERDOĞAN 21 yıllık iktidarını ve siyasal başarısını taçlandırdığı bu yeni dönemde nasıl bir yol haritası çizmeli?

Aslında ERDOĞAN Seçim öncesinde ilk ip ucunu milletvekili listelerini oluştururken vermişti. Halktan kopuk ve ofis siyasetçilerine vekil listelerinde yer vermeyerek ilk adımı atmış oldu. Bazı vekil ve yardımcılarını ise tenzili rütbe yolu ile nezaketli bir şekilde hak ettikleri mevkilerde görevlendirdi.

Bundan sonra ise büyük ihtimalle Parti Yönetiminde Ana Kademede ve dolayısıyla Mahalli Teşkilatlarda yapacağı revizyon olacaktır. Keza özellikle son yıllarda AK Parti teşkilatlarının oluşturulması noktasında çok büyük hatalar yaşandı.

Seçim öncesi herkesin bildiği üzere AK Parti için en büyük handikabı ERDOĞAN'IN yapmış olduğu devrim niteliğinde ki icraatların halka aktarılamaması oldu. Öyle ki teşkilatlar, bırakın ERDOĞAN'IN icraatlarını anlatmayı kendi partilerinin ismini dahi doğru telaffuz edemeyen A KE PE diye konuşan AKEPELİLER tarafından doldurulmuştu.

Bunun en büyük ispatı bu seçim sonuçlarıdır. Sandığa gitmeyen ya da sandiğa giderek Başkanlık Seçiminde ERDOĞAN'A oy veren seçmenlerin ciddi bir kısmı Milletvekilliği seçimlerinde Cumhur İttifakı çatısında yer alan MHP, YENİDEN REFAH, BÜYÜK BİRLİK VE HÜDA-PAR'A oy verdiler.

Anadolu insanı formel yani resmi iletişimi tercih etmez, onun yerine informel iletişimi yani resmi olmayan samimi iletişim yöntemini tercih eder. Seçmenin kapısını çalmayan çarşı pazar gezmeyen siyasetçi bu halkın gönlünü kazanamaz.

Nitekim son yerel seçimlerde Adana'da tabiri caiz ise boş teneke misali ses çıkaran düşük profilli adaylar AK Parti karşısında seçim kazandılar. Bunun tek nedeni ise AK Partinin maalesef sokak ile hiçbir bağı olmayan adaylar ile meydana çıkmasaydı. Zaten 2019 Adana Yerel seçim sonuçları bunun en güzel ispatı olmuştur.

Bu nedenle Adana için "Abi" aramaya gerek yoktur. Adana'da seçim başarısı için yapılacak tek şey doğru insanlar ile oluşturulacak İl ve İlçe Teşkilatlarının yanı sıra halka hizmet edecek samimi adaylar ile Adana'da ve Türkiye'de kazanılmayacak Belediye kalmaz diye düşünüyorum.

Türkiye YüzYılı ifadesi bazıları tarafından farklı bazıları tarafından ise negatif olarak yorumlanıyor. Kimse kusura bakmasın ama bunun tek açıklaması Siyasi Hazımsızlıktır.

Bugün aklı selim her Müslüman bilir ki ERDOĞAN Türk Siyasi yaşamında Milli Görüş çizgisnin yetiştirmiş olduğu en yetenekli ve karakterli mensuplardan birisidir.

Merhum ÖZAL ve ERBAKAN ile başlayan yerelde sivilleşme ve Uluslararası arenada Emperyalizme karşı duruş sergileme siyaseti, ERDOĞAN döneminde zirveye ulaştı diyebiliriz. Yine İslam Coğrafyası Ülkelerini bir araya getirme hayali olan D8 Birliği için resmi adımlar bu dönemde atılmaya başlandı.

Yine bu satırları yazarken Türk Cumhuriyetleri ile oluşturulan Ekonomik Birlik Organizasyonu ERDOĞAN faktörünün ve siyasi dehasının ürünüdür diyebilirz.

Asırlık bir düzenin yanlışlarını düzeltmekte ERDOĞAN'A kaldı. Bu nedenle ERDOĞAN'I her fırsatta Kemalizmin boyunduruğu altına girmekle suçlayanlara sözüm şu atasözü ile olacktır. ^"Bekara Hanım Boşamak Kolaydır" :)

Yine güncel bir medya ifadesiyle, Eşini ve Annesini aynı masada oturtamayanlar sıcak savaş halinde olan "Putin ve Zelensky" ikilisini aynı masaya oturtan ERDOĞAN'A laf söylemesin lütfen!

Son söz olarak ERDOĞAN'I bu son döneminde 2 önemli görev bekliyor. Birincisi Başkanlık Sistemi ile oluşan iki kutuplu siyasetin keskin yanlarını törpülemek suretiyle oyunu alamadığı kesimlere yönelik psikolojik çalışmalara ağırlık vermek olacaktır.

Varsa bazı küskünlüklere ve dargınlıklara son vermek bu dönem için olmazsa olmazlardandır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Halkına Demokratik Kazanımları doğru siyasi temsilciler tarafından hassasiyetle anlatılmalıdır.

Keza Güneydoğu Seçmeninin gönlünü kazanmak Kıyı Şeritlerinde yer alan seçmene nazaran daha kolaydır. Samimiyetle atılacak her adım karşılık bulacaktır diye düşünüyorum.

Keza ERDOĞAN'IN iktidarı boyunca gerçekleştirmiş olduğu gerek Sosyal Devlet çalışmaları gerekse alt ve üst yapı çalışmaları tüm dünya tarafından takdir edilmeketedir. Bu nedenle bunu kendi halkımıza anlatmamız çok daha önemlidir.

İkincisi ise 2028 Türkiyesi için yerine gelecek veliahtını belirlemek önceliği olmalıdır. Bu sayede ise Türkiye'nin 2053 ve 2071 hedefleri için önemli bir mesafe kat edilmiş olacaktır.

Bu nedenle Türkiye YüzYılı'nın tüm Gönül Coğrafyamıza Hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Selam ve dua ile...

Daha iyi bir kullanıcı deneyimi için tanımlama bilgileri kullanır. İzin verir misiniz?

Telefon: 0532 268 05 48

E-Mail: info@kilithaber.com