Kahrolsun Faşizm

Kayıt Tarihi: 10 May 2022 Yazar: Korkut Daban

Düne kadar Kadim Anadolu insanını Alevi Sünni, Türk Kürt çatışması ile birbirine kırdırmak isteyen Emperyalist Güçlerin bugün Suriyeliler üzerinden aynı ayrıştırıcı yöntemleri ile emellerine ulaşmak için mücadele ettiklerine tanık oluyoruz. Yazımın başlığı size yabancı gelmemiştir.

Bu ifade ekseriyetle geçmişin samimi Devrimci Gençlerinin sloganı olarak hafızalarda yer edinmişti. Gerçek manada samimi ve yerli sol ideoloji başta Emperyalizmin baş aktörü ABD olmak üzere Faşist Zihniyetin temsilcilerine karşı bu sloganı kullanmaktaydı. Oysa bugün ülkemizde ki sol zihniyet adeta Faşizmin en büyük savunucusu konumuna geldi diyebiliriz. Dün karşı olduklarının bugün kuklası oldular.

Dünün samimi solcuları ABD’nin 6. Filosuna defol derken, bugünün çakma solcuları adeta ABD başta olmak üzere Emperyal güçlere adeta kucak açıyorlar. Yetmiyor demokratik teammüllere aykırı bir şekilde darbe çığırtkanlığı yapıyorlar. Ne hazindir ki çareyi dışarıda arıyorlar. Merhum Gazi Mustafa Kemal’in karşısında Mandacılığı savunan hainleri bugün yaşasa yeniden görmüş olacaktı!

Oyunun ne kadar büyük olduğunu görmenin vakti geldi geçiyor. Yakın tarihe kadar bu ülkede CIA'nın ajanları tarafından düzenlenen Darbeler ve onların hamiliğindeki Darbeci Yönetimler bu ülkenin bir adım dahi ileri gitmesine izin vermediler.

Bırakın Savunma Sanayi Projelerinin oluşmasını Bayrak İpi üretimine dahi müsade etmediler. Genç ve Dinamik bir toplumu saçma sapan entrikalarla birbirine kırdırdılar. Bu çatışma sayesinde hem ülkenin gelişimini engellediler hemde istedikleri şekilde ülke yönetimini kontrolleri altında tuttular.

Genç ve Dinamik bir nüfusa sahip bu Feraset sahibi milleti birbirine kırdırmanın türlü yollarını bulup uyguladılar. 12 Eylül 1980 darbesi döneminde, Sağ-Sol Davasında kardeşi kardeşe kırdırdıkları yetmedi hemen ardından PKK adı altında oluşturulan terör örgütü ile Türk-Kürt çatışmasını kaşımaya çalıştılar.

Mayası Sağlam Bu Milleti bir türlü bu Kahpe Ayak Oyunları ile bırakın yıkmayı, bölmeyi dahi başaramadılar. Anadolu Coğrafyasına ilk adım attığımız 1071'den itibaren göç dalgaları ile karşıya karşıya kaldık. O yüzden bu coğrafyada Dünya Milletlerinin gözünde biz her daim ev sahibi olarak kabul gördük.

Bu kadim topraklarda yeri geldi İspanya'da mağdur olan Yahudiler ağırlandı. Yeri geldi Hristiyanlar ve yeri geldi Süryaniler. Öyle ki Osmanlı Devleti'nin en belirgin zenginliğinin göstergesi olarak gösterlen Ermeni Azınlıkların bünyesinde Huzurlu bir şekilde yaşamaları değil mi idi.

Kimse bu Kadim Millete İnsanlık ve Medeniyet dersi vermeye kalkmasın. Tarihî vahşi soy kırımlarla dolu Amerika ve Avrupa hiç konuşmasın. Üzülerek söylüyorum, Bugün dahi Siyah Beyaz ayrımı yapan bu toplumların referansı ile ülkemizde bölücülük faaliyetleri sürdüren sözde siyasetçilerin deşifre olduğunu görüyoruz.

Bugün Adana başta olmak üzere ülkemizin belli bölgelerinde Suriyeli mültecilere yönelik yapılan algı operasyonlarının dünkü Terör Örgütü mensuplarının şehirlerdeki yapılanmalarının ürünleri olduğunu pekala biliyoruz.

Bu milleti aptal yerine koymayı bırakın lütfen. Özellikle KCK Operasyonu sonrası Terör Örgütünün Dağ Kadrosunun adeta beli kırıldı. Keza gençleri dağa çıkaranlar ile örgüt yönetimi arasındaki iletişim koptu. Artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak.

Bayram Sabahı karakol baskınlarında şehit edilen onlarca gencimiz için döktüğümüz gözyaşları son buldu Elhamdülillah! Hafızalarımızı tazelemekte fayda var. Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere kenar mahallelerde örgütün sokak eylemlerini hatırladınız mı?

Biraz dikkatlice bakacak olursanız meseleyi çok net anlayabilirsiniz. Suriye Sınırını yol geçen hanı gibi kullanan terör örgütlerinin artık şehirlerde konuşlanmış olması kaçınılmaz oldu. Ancak şehirde yaşayan örgüt mensuplarının Dağdaki Kıyafetleri çıkarması gerekiyordu.

İşte bugün Ekonomik Kriz başta olmak üzere her türlü olumsuz gelişmeleri siyasi bir görünüm ile kullananlar bu örgütsel faaliyetlerin bir yansıması diyebiliriz. Yeri geliyor Suriyeli Mültecileri gündeme taşıyorlar yeri geliyorlar Ateşin Çocukları adı altında Memletimizin Ciğerlerini ateşe veriyorlar. Bu konular üzerinden Terör Siyaseti yapıyorlar.

İşin acı tarafı ise Memleketin Ciğeri Ormanları yakacak kadar adilesen terör örgütüne bu ülkenin Ana Muhalefet mensuplarının sahip çıkması ve akıl hocalığı yapmasıdır. İktidar hırsının bu kadar vahşileştiği bir ortam hatırlamıyorum.

Her daim söyledim ve söylemeye devam edeceğim. Terör artık şehirlerde. Terör artık pazarda. Terör artık markette. Terör ticaretin her aşamsında diyebiliriz. Ama unuttukları bir şey var. Bu kadim medeniyetin mensupları her dönem olduğu gibi yine size gereken dersi gereken mecrada verecektir.

Bu nedenle başta Suriyeli Mülteciler meselesi olmak üzere bu aziz milletin yaralarını kaşıyıp kanatanların ne kadar samimi ve ne kadar insani olduğunu sizlerin yorumuna bırakıyorum.

Selâm ve dua ile...

 

 

 

Daha iyi bir kullanıcı deneyimi için tanımlama bilgileri kullanır. İzin verir misiniz?

Telefon: 0532 268 05 48

E-Mail: info@kilithaber.com